Perşembe, Ekim 10

Profesör. Dr. Dinçer: “Sağlıklı beslenme açısından deniz balıkları ile çiftlik balıkları arasında ciddi bir fark yok” – SAĞLIK

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekan Yardımcısı ve İşleme Teknolojileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Tolga Dinçer, Türkiye’de kültür ve deniz balıkçılığı, balık yetiştiriciliği ve balık tüketimi hakkında önemli bilgiler verdi. Türkiye’nin dünya ortalamasına göre düşük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Dinçer, şöyle konuştu: “Türkiye’de su ürünleri tüketimi bölgeden bölgeye farklılık gösterse de 2023 yılında kişi başına yıllık su ürünleri tüketimi 7 kilogram olarak kaydedildi. Değişen tüketici tercihleri, teknolojik gelişmeler ve artan gelirlerle birlikte su ürünleri tüketimi son 60 yılda önemli ölçüde arttı. 1961 yılında dünya balık tüketimi kişi başına 9 kilogram iken 2020 yılında 20,2 kilograma çıkmıştır. Kişi başına balık ürünleri tüketiminin yüzde 75’i balıklar, yüzde 12’si yumuşakçalar ve yüzde 13’ü kabuklular tarafından karşılandı. Ülkeler arasında balık tüketim miktarındaki farklılık tüketicilerin gelir düzeyi ve beslenme kültüründen kaynaklandığı tespit edilmiştir. 2019 yılında kişi başına düşen balık tüketimi, gıda açığı olan düşük gelirli ülkelerde 5,4 kilograma eşitken, Dünya Gıda Örgütü (FAO) kayıtlarına göre düşük gelirli orta gelirli ülkelerde 15,2 kilogram, ülkelerde ise 26,5 kilograma eşit oldu. yüksek gelire sahip. -gelir ülkeleri.“Avrupa’da tüketilen 4 balıktan 1’i Türkiye’den geliyor”Türkiye’nin balık üretiminde önde gelen ülkelerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Dinçer, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ürettiği çiftlik balıkları, başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere dünyada 100’e yakın ülkeye ihraç ediliyor. Türkiye’de balık yetiştiriciliği sektörünün temelini oluşturan üç tür; alabalık, çipura ve levrek. Alabalık yetiştiriciliğinde Avrupa’da birinci, deniz balıkları yetiştiriciliğinde ise bazen birinci, bazen de ikinci sırada yer alan Türkiye, her zaman lider konumdadır. En çarpıcı gösterge ise Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki okullardaki balıklardan 4’te 1’inin Türk balığı olması. Dünyanın en güzel kıyılarına ve iç sularına sahip ülkemizde su ürünleri üretimi 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 18,6 artarak 1 milyon 7 bin 921 tona ulaştı. Su ürünleri yetiştiriciliğinde avcılıktan elde edilen ürün miktarının azalması, su ürünleri yetiştiriciliğinden elde edilen ürün miktarının ise artması küresel anlamda üretimin doğru yönde gittiğini göstermektedir. Bu trendde hiç kuşkusuz eğitimli su ürünleri mühendislerinin çok önemli rolü var. Türkiye’nin 2023 yılına kadar 1 milyar dolar olan su ürünleri ihracat hedefi, 100’e yakın ülkeye yapılan ihracat sonucunda 1,7 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin marka değeri olan Türk somonu ile ilgili 3 yıldır devam eden önemli çalışmaların ardından bu balığın üretimi bir önceki yıla göre yüzde 45 artarak 66 bin tonu aştı. 2024 yılı sonunda 100 bin ton üretim kapasitesine ulaşması bekleniyor” dedi.“Yabani balıklarla çiftlik balıkları arasında önemli bir fark yok.” Profesör. söz konusu bilimsel çalışmalar, iddia edildiği gibi yabani ve çiftlik balıkları arasında önemli bir fark olmadığını göstermektedir. Dinçer, şunları söyledi: “Balık ve deniz ürünlerinin tüketiminden elde edilen faydalar açısından öne çıkan Omega 3’ler, tüm balıkların toplam vücut ağırlığının yüzde 0,5 ila 5’ini kapsıyor. Bu noktada balık tüketiminin faydalarından bahsederken sadece omega 3’e odaklanmak eksik bir yaklaşım olacaktır. Balığın kolay sindirilebilen protein yapısı ve yüksek protein içeriğinin yanı sıra deri ve kemiklerindeki mineral içeriği de çok önemlidir ve bu da onun özel bir besin olduğunu gösterir. Omega 3 ve omega 6’nın en zengin kaynakları yağlı ve pelajik balık türleridir; Ancak bu durum ülkemizde her geçen gün gelişen su ürünleri sektöründe ürün olmadığı anlamına gelmemektedir. Levrek ve çipuranın beyaz etli balıklar olması ve doku ve kaslar arasında depolanan çoklu doymamış yağ asitlerinin miktarının sardalya, hamsi gibi balıklara göre daha düşük olması bu türlerin karşılaştırılmasında bir hatadır. Doğru karşılaştırma, doğadan yakalanan çipura veya levreği çiftlikte yetiştirilen çipura veya levrek ile karşılaştırmaktır. “Bilimsel çalışmalar, iddia edildiği gibi yabani balıklarla çiftlik balıkları arasında önemli bir fark olmadığını gösterdi” dedi. “Yanlış bilgi sektöre zarar veriyor” Profesör. Su ürünleri yetiştiriciliği konusunda yanlış bilgilerin olduğunu söyledi. Dr. Dinçer, şunları kaydetti: “Yurt dışında ihtiyaç duyulan balıkların tüketimi sağlığa zararlı değildir. Bu balıkların faydaları birçok bilimsel çalışmayla ortaya konmuştur. Balık çiftliği kurulumunun ilk aşamasında 10’dan fazla kişiden izin alınması gerekmektedir. Üretimden paketlemeye kadar her biri Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından düzenlenen, bazı ülkelerde balıklara uygulanan genetik müdahalelerin Türk su ürünleri sektöründe uygulanmaması, çiftlik balıklarının tüketimi konusunda yanlış iddialarda bulunulmuştur. Türk su ürünleri sektörüne çok karşılar ve bu nedenle bu konuya emek, para ve zaman ayıran kişilerin haksız olduklarını ve basında çıkan haberlerin su ürünleri sektörünü, bu balıkların faydalarını olumsuz etkilediği bilinmelidir. Son 15 yılda yapılan yatırımlarla az sayıda ülkede bulunan teknoloji kullanılarak, doğadan yakalanan balığın neredeyse yarı fiyatına halkımıza satışa sunulan balıkların bu özelliği, birçok bilimsel çalışmayla kanıtlandı” dedi.Kaynak: (guzelhaber.net) ) Güzel Haber Masası

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

—–Sponsorlu Bağlantılar—–

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Antalya Haber
meritking Casibom