İnsanların genel olarak nasıl yoğun zihinsel gerginlik yaşadıklarına dair bulgular, Psikolojik Bülten’de 5 Ağustos’ta yayınlanan bir çalışmada ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Independent Turkish’nin haberine göre, Hollanda’daki Radboud Üniversitesi’nde görev yapan ve makalenin ortak yazarlarından psikolog Erik Bijleveld, yaptığı açıklamada şunları söylüyor:
“Yöneticiler sıklıkla çalışanları teşvik eder ve öğretmenler de öğrencilerini zihinsel çaba göstermeye teşvik eder. İlk bakışta iyi çalışıyor gibi görünüyor: çalışanlar ve öğrenciler genellikle zihinsel açıdan zorlayıcı aktiviteleri tercih ediyor. Buradan çalışanların ve öğrencilerin aşırı düşünmekten hoşlandıkları izlenimini edinebilirsiniz. “Sonuçlarımız bu hipotezin yanlış olabileceğini gösteriyor: İnsanlar genellikle zihinsel çaba sarf etmekten hiç hoşlanmazlar.”
Yeni çalışmada araştırmacılar, 29 ülkeden 4.670 katılımcıyı temsil eden 170 çalışmanın meta-analizini gerçekleştirdi. Bu kişiler arasında üniversite öğrencileri, amatör sporcular, mühendisler, öğretmenler ve askeri veya sağlık kurumlarında çalışan kişiler yer alıyordu.
Araştırma ekibi 358 farklı bilişsel görevi inceledi. Bunlar arasında golf vuruşu yapmak, yeni bir teknolojiyi kullanmayı öğrenmek, alışılmadık bir ortamda gezinmek, sanal gerçeklik oyunu oynamak gibi aktiviteler yer alıyor. Tüm çalışmalara katılanlar ne kadar çaba harcadıklarını ve ne ölçüde rahatsızlık, hayal kırıklığı, sıkıntı veya stres yaşadıklarını bildirdiler.
Araştırma ekibi, tüm popülasyonlarda, bir aktivite ne kadar fazla zihinsel çaba gerektiriyorsa, çalışma katılımcılarının da o kadar fazla hoş olmayan duyum bildirdiğini buldu.
Bijleveld, “Bulgularımız, zihinsel gerginliğin çok çeşitli nüfus ve mesleklerde hoş olmayan duygulara neden olduğunu gösteriyor” diyor.
“Mühendisler ve eğitimciler gibi profesyonellerin etkinlikleri, araçları, arayüzleri, uygulamaları, materyalleri veya talimatları tasarlarken bunu akılda tutması önemlidir.”
Bijleveld’e göre dikkat çeken bir diğer bulgu ise, zihinsel çaba ile olumsuz duygular arasındaki ilişkinin hala anlamlı olmasına rağmen, Asya ülkelerinde yapılan çalışmalarda bu ilişkinin Kuzey Amerika veya Avrupa’da yapılan çalışmalar kadar belirgin olmamasıdır. Araştırma yazarlarına göre bu bulgular, zihinsel çabadan kaçınmanın bireyin öğrenme geçmişine bağlı olabileceği yönündeki genel görüşle uyumludur. Genel olarak, Asya ülkelerindeki lise öğrencileri okul çalışmalarına Avrupa veya Kuzey Amerika’daki öğrencilere göre daha fazla zaman harcıyorlar ve daha yüksek düzeydeki zihinsel çabalara tahammül etmeyi hayatlarının erken dönemlerinde öğrenebilirler.
Dahası, gerçek dünyada yapılan önemli bir gözlem, zihinsel olarak zorlayıcı görevler iyi hissettirmese bile, insanların bunları yine de gönüllü olarak yaptıklarıdır.
“Mesela neden milyonlarca insan satranç oynuyor? İnsanlar belirli faaliyetlere zihinsel çaba göstermenin ödüllere yol açabileceğini öğrenebilirler. Satrancın yararları maliyetlerinden ağır basıyorsa insanlar satranç oynamayı seçebilir; Hatta satrancı sevdiklerini bile söylüyorlar” diyor Bijleveld. “Ancak insanlar zihinsel çaba gerektiren faaliyetler yapmayı seçtiklerinde, bu onların o zihinsel çabaya değer verdiklerinin bir göstergesi olarak yorumlanmamalıdır. Belki de insanlar harcadıkları çabaya rağmen zihinsel olarak zorlayıcı aktiviteleri seçiyorlar; “Onların çabaları yüzünden değil.”
İnsanlar yine de zor şeyler yapmaya devam ediyor. Bunun bir nedeni, bir şey ne kadar çok çaba gerektirirse, türümüzün onu o kadar takdir etme eğiliminde olmasıdır. 2022’de yapılan bir araştırma, bunun nedeninin, görevi (sonucu değil) tamamlamak için gereken çabayı ödüllendirmenin, ödüllendirici olmasa da daha zor görevleri teşvik etmesi olabileceğini öne sürdü.